Gazali gibi ilim ve hikmet ehli mürşidler insanları, kendilerine uygulanacak eğitim usulü bakımından üçe ayırıyorlar:
- Bürhan ve hikmete muhatap olanlar,
- duyguları akıllarının önünde olanlar (heyecan unsurunun kullanılması gerekenler, öğütlükler) ve
- yaptırımı hak edenler.
İnsan-ı kâmil eğitimi ile uğraşan sûfiyye, eğitime talip olanların istidatlarına, hal ve şartlarına bakarak onlara, ulaşabilecekleri bir hedef tayin ediyorlar, derslerini de bu hedefe göre ayarlıyorlar.
Bu uygulamalara kaynak olan birçok âyet ve hadis insanların, iman, ilim, idrak, tefekkür (akıl), ihsan ve ihlas bakımından aynı ve eşit olmadıklarını, hitap, yükümlülük ve beklentinin de buna göre olması gerektiğini ifade ediyor.
…
(Prof. Hayrettin Karaman)