‘Kadından Kentler’den cümleler

(Kadından Kentler, Murathan Mungan; Derleyen: Yasin Çelik)

Birbirlerine hatırlattıkları şeyler, birbirlerinden uzaklaştırmış olabilirdi onları…

Geçmişte kalan şeyler geçmişte kalmalıydı ona göre, bu huyu yüzünden zamanla çevresi azalmış, arkadaşları tarafından vefasızlıkla suçlandığı olmuştu. İnsanlar aynı biçimde, aynı yönlere doğru değişmiyorlardı. Çoğu kez mazi ortaklıkları şimdiki zaman arkadaşlıklarını diri tutmaya yetmiyor ama insanlar bu gerçeği kabullenmeyip her şey eskisi gibi sürsün istiyorlardı. Sanki bir şeyler hiç değişmeden olduğu gibi sürerse, hayat daha gerçek, dünya daha inandırıcı bir yer olacaktı…

Galiba ev demek, onun için ne zamandır yalnızlık demekti…

İçini dışarıya tutumlu verenlerdendi…

İnsan yatıştırmayı hiçbir zaman bilememişti…

Nedenler, niçinler çoğu kez geçmişin boşluğunda asılı kalır; eşya öksüzü bir çocukluğun sinsi sızısının insanın göğsünden kolay gitmediğini biliyordu bir tek…

Kıskançlığının boyutunu sevgisinin büyüklüğü sananlardan olduğu için, kıskançlığını sevgi sanmayı sürdürdü…

Bazı hikâyeler bir kerede anlatıldığında ya da bir kerede dinlendiğinde daha cılız bir etki bırakır insanın üstünde; bazı hikâyelerse, parça parça gün ışığına çıktıkça neredeyse özel bir güç, gerçek üstü bir nitelik, insanın varoluş nedenlerine uzanan bir derinlik kazanır…

Kendi içinden geçenlere bile yabancı bir uzaklıktan bakıyordu sanki…

Geçmişini unutmaya çalışan biri için maziden gelen herkes, bir çeşit tehdit ya da tehlikedir; bunca yıl sıkı sıkıya kapalı tutulmuş kapılar onlarla zorlanır, bastırılmış anılar onlarla silkinmeye çalışır, belleğin kuytularına itilmiş nice ayrıntı, onların sorularının tazelediği çağrışımlarla yeniden gün yüzüne çıkar…

Büyürken insanın ilk kaybettiği şeyin gelecek duygusu olduğunu düşünüyordu…

Günü gelip daha büyük, daha önemli bir şeyi almaya kalkıştığında, bütün geçmişin, geçmişte birikenlerin birden bire başka bir ışıkta, bambaşka görülebileceğini hesap edemedi. İçimizin bir yanı sevdiklerimizi kollarken, kendini kollamayı unutmaz mı?

Babası erken ölmüş erkeklerin hiç büyümediğini en çok onda anlamıştı…

Birikmişlerin fazlalığı insanı kendi geçmişinden bile uzaklaştırır…

Hayat demek, biraz da zamanında anlamadıklarımıza karşı duyduğumuz pişmanlıklar demek değil midir?…

Her şeyi konuşmak iyidir sanıyorlar şimdilerde. Halbuki, insan münasebetinin çoğu kelimesiz hallerdir…

Başka biri için ne demek olduğunu insan geç anlıyor…

Bir yanı erken büyümüş çocuklar, hiç büyümeyen yanlarını görmekte zorlanırlar…

Kötü biri değilim ama kötü biri olmaktan korkuyordum…

Deneyim yoluyla edindiğimiz bilgi bizde içselleşmediği sürece, aynı hataları yinelememize bir engel oluşturmuyor…

Nedenini bilmeden ağladıklarımızın içimizden hiç gitmediğini artık biliyorum…

İçinde yaşanılan günün her şey olmadığını anlamak için daha geniş zamanlara ihtiyacımız olduğunu anlamamsa çok sonradır…

İnsan masumiyetini bazen bir başkasının günahıyla kaybeder…

Hemen herkes hayatının film sahnelerine benzediği zamanları daha değerli bulmaz mı?

Aynı konunun etrafında ikinci kez avlanmış hissediyor kendini…

Serap’ın sevincindeki yapmacıklık sürüyor. Gerçek duyguları göründüğü kadar sahte olmayabilir; ama bazı kadınlarda samimi olanla olmayan yıllar içinde o kadar iç içe geçmiştir ki, sahici duygularını bile yapmacıkla ifade ederler, ayırt edemezsiniz…

Sözlerinin arasına tasarlanmış bir sessizlik koydu…

Bir başkasının mutsuzluğuna yaslanmaya ihtiyacı olacak kadar mutsuz bir kadındı…

Gururu yaralanmış erkeklerin yarasının kinle beslenen güçlü bir hafızası vardır…

Bazı şeyleri anlamak için en az kırk yaşın kıvamı gerek…

Görünüşüyle yarattığı etkinin farkında değilmiş gibi yapmak, bir çok kadının başlıca numarasıdır…

Gerçekler de yalanlar kadar kaypaktır.

Aşka zahmet etmemişti kalbi; yükü olan şeylerden uzak durmayı bilmişti…

Saatin tiktakları, ışığı cılız ölgün bir ampulün aydınlattığı odayı şimdiki zamanla doldursun istiyordu…

Kısıtlı olanaklar içinde yaşanmış zor bir hayatın dayattığı koşullarda ayaklarını her zaman sağlam yere basma gerekliliği, hayallere, ümitlere fazla yer olmayan sert ve köşeli bir gerçeklik kazandırmıştı ona…

Bekli de bütün evliliklerin başına gelen onunkine de gelmişti; beraberliklerinin vaktiyle sahip olduğu zenginlik yok olup gitmiş, ilişkileri hikâyesiz kalmıştı ve en başta kusurlar, kabahatler olmak üzere her şey göz ısıran çiğ ışıkta, acımasız bir çıplaklıkta görülüyordu artık…

Alınan her dönemecin ardına geçmişin bıraktıkları yığılır kalırdı…

Bir insanın, büyüklerinin çocukluk eşyalarına yıllar sonra dokunmakla yaşadığı yalancı akranlığın uyandırdığı duygularla…

Annesinin gözlerine geç kalmıştı…

Önündeki yılların hepsini birden yaşamış gibiydi…

Bekli de hayat herkes için gençlik demekti…

Gençken okunan kitaplarda insan zamanı fark etmiyor, kitaplar senden zamanını bekliyor…

Fotoğrafların sesine kulak vermeyi bilirseniz, tekinsiz mekânlarda geçmişini arayan hayaletlerin uğultularını, zamanın ıslığını duymanız işten bile değildir…

Zamanın, kadınların etinden başka bir zalimlikle geçtiğini düşünüyor…

İnsanların savunmasız anlarını, kendi kabuklarının içinde olup en çok kendilerine benzedikleri anları yakalamaya çalışmış…

Zaten sanat dedikleri, ümitsizlerin yaşama sevinci değil miydi…

Ne olduğuna karar verilemeyen bu ara renk gibi, ara durumlar, ara duygular, belirsizlikler, bulanıklıklar yok mudur herkesin içinde, hayatında, seçimlerinde? İnsan, kendine bile tanımını tam yapamadığı, çoğu kez istese de yapamayacağı duygular, durumlarla iç içe yaşamaz mı? Her şeyin niyesini, nasılını o kadar bilerek mi yaşıyoruz sanki…

Kadınlar her işin hilesini arar…

İçinin tahammülleri azalmış. Her çeşit hasretini dindirmeye birkaç dakika, birkaç saat yetiyor artık. Yaşlanmak galiba bu diye geçiriyor içinden; azalmak, için için azalmak…

Her şey kıtken, azken, bulunmazken daha mı güzeldi ne?…

Dünyadan kendi içinin hızını beklerdi…

İnsanın içinin zaman zaman bir şeylerle barışması iyi geliyordu…

Hayatta bir kere geç kaldın mı, hep geç kalırsın…

One thought on “‘Kadından Kentler’den cümleler

  1. 1-bir yandan da bir pornografi klasigi, jartiyer ile birlikte.
    2-gayler ve kadinlarin hakkinda bir suru davranis duygu bozukluklarini anlatan bir kitap.

    “Hiçbir zaman gay kimliğimi saklamadım ama, bunu bir promosyon nesnesine dönüştürmek istemedim” DİYOR m.mungan.

    YAZIK BU SİTEDEN REKLAM YAPILMASI.
    KİTABI SİZ ŞAHSINIZ OKUYABİLİR AMA HERKESİN OKUDUĞU BÖYLE ANLAMLI BİR SİTEDE REKLAM YAPILMASI GERÇEKTEN DÜŞÜNDÜRÜCÜ.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s