41- “Âdet ancak, muttarit yahut galip oldukta muteber olur.”
Muttarid: Düzenli
Yani: Âdetin muteber olabilmesi için, düzenli bir şekilde devamlı ya da çoğu zaman uygulanır olması gerekir.
Örnek:
- Katma Değer Vergisinin fiyatlara dahil olup olmaması
- Nakliye ücretinin, beyaz eşyaya dahil olup olmaması
42- “İtibar gaalib-i şayia olup nadire değildir.”
Galib-i şayi’: Çok yaygın
Nadir: Az
Yani: Hüküm vermede dikkate alınacak olan, nadiren vuku bulan değil, insanlar arasında yaygın olan uygulamalardır.
Örnek: Mefkud, yani kayıp olan, sağ ya da diri olduğuna dair bilgi alınamayan kişi; bir kısım hakları elde etmesi bakımından ölü, ancak kendisinden bir hak elde edecek başkaları açısından diri hükmündedir. Bu kişinin ölümüne karar vermek için çocuk ölümleri ve salgın hastalık gibi istisnai durumlar dışında, normal şartlar altında o bölgede yaşayan hemcinsi olan insanların yaş ortalaması esas alınır. Nadiren bu yaşın üstünde yaşayanlar da olabilir; ancak hüküm nadir olana göre verilmez.
43- “Örfen maruf olan şey, şart kılınmış gibidir.”
Maruf: Bilinen
Örnek:
- Ücretle çalıştırılan bir kişiye yemek verilip verilmemesini örf belirler.
- Araba satışlarında yedek tekerleğin fiyata dahil olup olmadığı sorulmaz.
44- “Beynet-tüccar mâruf olan şey, aralarında meşrut gibidir.”
Beyne’t-tüccar: Tüccarlar arasında
Maruf: Tanınan, bilinen
Meşrut: Şart kılınmış
Yani: Tüccar arasında bilinen uygulamalar, aralarındaki sözleşmelerin şartlarından sayılır.
Örnek: Ödemelerin peşin olup olmaması, ödemenin hangi para birimiyle olacağı…
45- “Örf ile tayin nass ile tayin gibidir.”
Tayin: Belirlemek
Nass: Açıkça belirtilmiş söz
Yani: Bir şeyin açık sözle belirlenmesi ne hüküm ifade ederse, örfler belirlenmesi de aynı hükmü ifade eder.
Örnek: Bir kimse komşusundan ödünç olarak ekmek bıçağı alsa , bununla odun parçalayamaz. Bir yemek kabı alsa onunla kömür taşıyamaz.
46- “Vücudda bir şeye tabi olan, hükümde dahi ona tabi olur.”
Vücud: Varlık
Örnek:
- Satın alınan kilidin anahtarı.
- Sütü için alınan ineğin kendi sütünü emen yavrusu.
- Satılan gebe hayvanın karnındaki yavrusu.
- Öldürülen hamile bir kadının sadece kendisi için diyet ödenir, çocuk için ayrıca diyet olmaz.
47- “Tabi olan şeye ayrıca hüküm verilmez.”
Örnek:
- Bir hayvanın karnındaki yavru ayrıca satılamaz.
- Taşınmaz bir malın geçiş ve suyolu gibi hakları, taşınmaz malın kendisinden ayrı olarak alınıp satılamaz.
48- “Bir şeye malik olan kimse, o şeyin zarûriyyatından olan şeye dahi malik olur.”
Zarûriyyat: Ayrılmaz parça durumunda olan şeyler.
Örnek:
- Bir evi satın alan kişi, onun yol hakkını da almış olur.
İstisna: Yeraltı suları, genel olarak kamu yararına ait sulardandır. Dolayısıyla bir yere sahip olmak, onun altındaki sulara sahip olmayı gerektirmez.
49- “Asıl sakıt oldukta, fer’i dahi sakıt olur.”
Fer’: Tabi olan
Sakıt olmak: Düşmek, hükümsüz olmak
Örnek:
- Alacaklı olan kimse alacağından vazgeçse, bu borç için kefil olan kişinin kefillik sorumluluğu da sona erer. Fakat alacaklı kefili ibra etse asıl borçlunun sorumluluğu kalkmış olmaz.
50- “Sakıt olan şey avdet etmez.”
Avdet etmek: Dönmek
Örnek:
- Kişinin, sattığı malın ücretini alabilmek amacıyla malı elinde tutma hakkı vardır. Ancak ücreti almadan malı teslim etmişse, bu hakkı ıskat etmiş sayılır. Ücreti ödemediği için o malı müşteriden geri isteyip elinde tutma hakkını artık kullanamaz.
- Alacaklı, alacaklıya borcunu hibe etse, bu hibesinden geri dönemez.
- Bir arsada yol hakkı bulunan kimsenin rızasıyla orada bir bina yapılsa, o kimsenin yol hakkı sakıt olur.
hocam benim tez çalışmamdan çok daha güzel oluyor, allah çalışmalarına kuvvet versin.